Kamil İnsan süreci ve tasavvuf

Alevilik; insan merkezli olan, Anadolu’ da yeşeren, evrensel, eşi ve benzeri olmayan bir inanç, bir  felsefe, bir yaşam biçimi, bir kültür, bir öğretidir. Tanrıyı, evreni ve insanı kendine göre algılama ve yorumlama biçimidir. Aleviler; insanda tanrısal özellikler görürler. İnsana gösterilecek sevgi ve saygı yeryüzündeki en değerli ibadettir.

Mayıs 1998 AABF Programında Aleviliğin amacı şöyle tarif edilmiştir:

Aleviler;

  • Allah-Muhammet-Ali kutsallığını kalbinde taşıyan,
  • Ali`nin adaletinden ayrılmayan,
  • Temelinde insan sevgisi bulunan
  • Her dine, her mezhebe, her inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan
  • Dil, din, ırk, renk farkı gözetmeyen
  • Eline, diline, beline sahip olma ilkesini şart koşan
  • Gelmek isteyen inançlı insanları çatısı altına alarak manevi
  • susuzluklarını gideren
  • İnsanların yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini
  • yargılamalarını sağlayan
  • Laik, demokratik, eşitlikçi, katılımcı ve paylaşımcı düşünceyi savunan
  • Şeriatın bağnaz kurallarına bağlı olmayan ve onu reddeden,
  • İslam dinini kendine göre ve Sünni inancı dışında yorumlayan;
  • Aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri merhamet, görüşü eşitlik, hazinesi
  • bilgi, meyvesi sevgi hamuru ile yoğrulmuş
  • insan-ı kâmil ve erdemli insan yaratmayı öngören,
  • korkuyu aşıp sevgiyle Tanrıya yönelen
  • En-el Hak ile insanın özünde Tanrıyı gören bir inanca sahiptir.

Aleviler bağnazlığa ve dogmaya karşı ama bilimden yana, insan aklının ve iradesinin özgürlüğüne inanırlar. İbabet etme biçimine, dünyaya, yaşama bakışta, kılık-kıyafetten bu farklılıkları açık seçik görmek mümkündür. Her şeyi eşit ve bir gören anlayışıyla doğada-evrende varolan “varlıkların birliği” felsefesini savunur; dolayısıyla her şeyin bir canı/ruhu olduğu inancı vardır.

Alevilik bireyin sosyalleşmesini, gelişiminini, değişimini ve eşit paylaşımını, aydınlanmasını esas alır. Aleviler benimsedikleri hoşgörü ve hümanizma anlayışı ile her şeyde birlik arayışı eylemine girerler; bunu kurallara değil manaya ve içeriğe değer verir; daha doğrusu öze önem vererek uygularlar. Cem ibadetinde; “Ölmeden önce ölünüz, Hakk’ın huzuruna kul hakkı ile gitmeyiniz. Hiç kimseyle alıp vereceğiniz kalmasın. Alnınız pak, yüzünüz ak olsun. İnsan-ı kâmil olunuz. Halk sizden razı olsun ki, Hak da razı ola. Döktüğünüz varsa doldurun, yıktığınız varsa kaldırın, ağlattığınız varsa güldürün” çerçevesinde oluşan “kurallarla” hareket eder ve bu kuralların günümüzde tüm insanların ihtiyacı olduğuna inanır. Alevi öğretisinde “72 millete bir nazarla bakmak” ilkesi ile din, dil, ırk, inanç, cinsiyet ayrımı yapmaz; bir ve eşit olarak görür. Doğadaki hiç bir canı incitmemek gerekir. Aleviler doğayla dosttur. Doğanın tahrip edilmesine, insanların insanca yaşayacağı ortamın yok edilerek çevrenin kirletilmesine karşı dururlar.

Alevi insanı İnançlarının tüm gerekleri ve ritüellerini, ibadet biçimi olarak kabul ettikleri “cemlerde”, “cem” leri de “cemevleri”nde dedelerin önderliğinde gerçekleştirirler. Alevilik toplu ve rızalı ibadeti insan-ı kamil olmak için gerekli görür. Alevilik “insanın bu dünyada insan-ı kamil olmasını” amaçlar. İnsan-ı Kamil olma yolu Alevilere Hakk-Muhammet-Ali yolu olarak ve Dört Kapı Kırk Makam değerleri ile gösterilmiştir. İnsan-i Kamil vasfına Erenler ve Evliyaların dışında Muhammet, Ali ve İmamlar da ermişlerdir. Onlar yaşamlarında Dört Kapı Kırk Makam`da tarif edilen, hakkaniyet, sevgi, sabır ve daha bir çok güzel değerleri göstermişlerdir ve ve uygulamışlardır. İnananlara, insan-ı kamil olmanın ne olduğunu örnek kişilik ve yaşamlarıyla göstermişlerdir.

Alevi inancına göre insan ve diğer yaratıklar Tanrının birer parçasıdırlar. Bu inanış sadece “can” için geçerlidir. Yani; “Haktan geldik, Hakka gideceğiz” inancı “can” ya da bazen “ruh” için söylenir. Vücut için ise “Topraktan geldik, toprağa döneceğiz” denir. “Cümlemizi var eyledi varından, Hak ile Hak olan sırdan gelirim” diyen Aşık Nesimi ve benzer bir çok Alevi ozanının eserlerinde “can” ile ilgili bu inanışı bulmak mümkündür. Tanrı, insanı ve diğer varlıkları yaratmıştır. Bu yaratılışta, insana yaratıcının özellikleri (nur`u) verilmiştir. Tanrısal kutsallık, bütün insanlara verilmiştir. Bu kutsallığa erişmek için insan akıl ile donatılmış ve böylece sorumluluk almıştır.