Alevi inancında Muharrem Matem-i ve önemi

Muharrem ayının başlamasıyla, Alevi toplumunda yas ve matem söz konusu olur. 12 günlük Matem”, Kerbela’da şehit İmam Hüseyin ve diğer 11 imam için tutulur. 14. Asırdan günümüze intikal eden ve nice asırlar dilden dile gelenekselleşip sürecek olan Hz. Hüseyin’in haklı davası ve uğradığı katliamın unutulması, Ehl-I Beyt bendesi olan Alevi toplumu için mümkün değildir.

İmam Hüseyin’in Muharrem ayı içinde şehit edilmesinden dolayı, onun sevgisini taşıyan ve yolun piri olarak gören Alevi toplumu, bu ayda “Matem”e bürünür. Kerbela katliamında İmam Zeynel Abidin’in sağ olarak kurtulup Ehli-Beyt soyunun devamına vesile olması, on iki İmamların kutsallığıyla birleştirilerek, 12 gün oruç tutulması gelenekselleşmiştir. Bundan başka Masum-u Paklar aşkına 3 gün oruç tutanlar da vardır.

Alevilikte, oruç anlayışının zora dayalı olması söz konusu değildir. Oruçla ilgili aile fertlerine, komşulara ve toplumsal yaşama karşı herhangi bir dayatmaca

olmamalıdır. Bu konuda gönül rızalığına ve samimiyete dayalı olmasına özen

gösterilmelidir. 12 günlük “Matem” orucunda, inananların nefsini ıslah etmesi, aç ve susuz (Kerbela’da 73 Şehid-i Şüheda aç ve susuz kalması gibi…) olanların halinden anlaması, inandığı tanrısal varlıkla kendisi arasında bağ kurup vicdani muhasebe yapması amaçtır.

Tüm bunlar, Hz. Hüseyin sevgisi ve Yezid`e direnmesiyle birleştirilip “Matem”egirilir.

İnanışa göre, Kerbela Katliamından önce de Nuh Peygamber`in aile efradı ve inananları ile, Muharrem ayında gemiyle tufandan kurtulup, karaya çıkmaları

anısına Aşure pişirmişlerdir. Böylece gelenekselleşen Aşure, Kerbela katliamından sonra 12 İmamlar aşkına kutsanıp özdeşleşerek, 12 gün oruç sonunda pişirilir ve dağıtılır.

Oruçla ilgili bilgiler:

Oruç açmak (iftar) için havanın kararması dikkate alınır. Bunun dışında saatle, dakikayla oruç açmak veya sahura kalkmak gibi Sünni geleneğinde olan dayatmalar; Muharrem geleneği ile uyuşmaz.

Hz. Hüseyin’in Kerbela’daki mücadelesi ve 12 İmamların izledikleri yol; Hallac-ı Mansur’un, Nesimi’nin, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Pir Sultan Abdal’ın ve diğer Alevi önderlerimizin vermiş oldukları onurlu mücadele, bugün de bizlerin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.

Kendine “Aleviyim” diyen her can, Alevi Kültür Merkezlerinde ve cemevlerimizde bu onurlu mücadeleyi yaşatmaları gerekiyor. Bu kutsal değerlere sahip çıkmak ve yaşatmak, bütün canların görevi olmalıdır.

Matemimiz bizim ve toplumumuzun birliğine dirliğine vesile olsun.

Hak Muhammed Ali cümlemizin yardımcısı olsun.

 Cafer Kaplan

A A B F İnanç Kurulu Başkanı